29 Haziran 2008 Pazar

Psikiyatrist

Psikiyatrist



Psikiyatrist Dr. Gönül ERDAL kimdir?




Psikiyatrist Doktor Gönül ERDAL

Mezun Olduğu Okullar
Ankara Anadolu Lisesi
Ak.Ü.Tip Fakültesi

İhtisas Aldığı Yer
Bakırköy Ruh ve Sinir Hastaliklari Hastanesi

İş yeri
Ankara Yüksek Ihtisas Hastanesi
TEL :0312 3061510

Muayenehane
Tunalı Hilmi cad. 85/7 Kavaklıdere Ankara
TEL 0 312 426 76 18 -0312 467 63 00
CEP TEL :0532 2633480

Uzmanlık Alanları
Depresyon ve depresyon spektrumundaki hastalıklar
Anksiyete bozuklukları spektrum hastalıkları
Alkol bağımlılığı
Uyusturucu Madde bağımlılığı
Obsesif-Kompulsif Bozukluklar
Cinsel Islev Bozuklukları
Uyku Bozuklukları
Uyum Bozuklukları
Hipnoz







Psikiyatri Uzmanı

İletişim

Psikiyatri Uzmanlığı

Sıradan Bir ferd Olmak

Sıradan Bir ferd Olmak

Modern çağın kişiyi daha çok birey olarak ön plana taşımaya başlamasından bu yana kişisel gelişim çok daha önemli olmaya başlamıştır. Hakkında yüzlerce kitaplar yazılan, seminerler verilen kişisel gelişim neden bu kadar önemli sizce. Sıradan insanların, sıradan bir şekilde yaşayıp ölüp gitmesini kaldıramıyor insanlık. Yaşam artık farklı olmak ve farklı olmayı fark ettirmek üzerine kurulmuş olan ilişkiler yumağı haline geldi.

Sıradan olmamayı ve sıra dışılığın gelişimi nasıl beraberinde getirdiğini Haluk Bilginer’in bir oyunundan sizlere anlatmaya çalışayım. Oyunun adı “Ermişler yada Günahkarlar”. Oyunda sıradan olmak aşağılanıyor. Kişinin hangi uçta olursa olsun farklı olması yüceltiliyor. Bir seri katilin ruh dünyasını çözümlerken psikoterapist ile katil arasındaki konuşmalar ve tahlilleri ele alıp inceledim. Seri katil olmak bile bir olağan dışılık, farklılık hali. Ölümsüz olmanın yolu; ya ermiş olmak yani yaptığı işin en mükemmeli olmak yada bir ucundan bakıldığında günahkarların en günahkarı olacak noktada dolaşmak olduğu söyleniyor oyunda. Hatta sıradan olmak şöyle aşağılanıyor. “Sıradan kalabalıklar Allah hepinizin belasını versin. Çünkü hepiniz değişime ve gelişmelere karşısınız.” İşte bu anlayış sıradan olmamayı övüyor ve tavsiye ediyor.

Dünya üzerindeki her türlü atılım sıradan olandan vazgeçip sıra dışı yada farklı olmakla sağlanmıştır. Size basit bir örnek vereyim. Yüksek atlamada kural çıtanın üzerinden sıçrayıp öbür tarafa çıtayı düşürmeden geçmektir. Size kimse şöyle atlayın demiyor. Bu gün iki buçuk metreye dayanan rekor çok uzun yıllar bir buçuk metre civarındaydı. Çünkü herkes koşarak geliyor ve yüzükoyun sıçrayıp çıtayı geçmeye çalışıyordu. O sıra dışı gün gelip bir sporcunun uzaktan gelerek sırtüstü sıçramak suretiyle yapılan atlayışı keşfedilmesiyle rekor 1 metre geliştirilmiş oldu. Bugün sıradan kabul ettiğimiz bu atlayış zamanında yapılmış sıra dışılığın bir sembolüdür bence.

Yaşamda başarılı olmak ve sıradanlığın ötesine geçmek için kendi yeteneklerimizi ve hayat tarzımızı bir kez daha gözden geçirelim. Birbirinin aynı geçirdiğimiz günlerin telafisi olmayan kayıplar olduğunu unutmayalım. Önce kendimizi tanıyalım sonra da geliştirmek için çaba sarf edelim. Bu hem kendimiz hem de çevremiz için çok faydalı olacaktır emin olun.

Şimdiye kadar hiç düşünmediyseniz bu akşam oturun düşünün yaşamın neresindesiniz. Sıradan bir yaşam mı sürüyorsunuz? Yoksa kişisel gelişim için her gün bir adım öteye mi gitmek istiyorsunuz? Elinizdeki kaynak nedir ? Ne kadarını kullanıyorsunuz ve gelişim için hangi alanı tercih edeceksiniz ? Hayatımızda yeni atılımlar yapacaksak ve hayatı anlamlandıracaksak sıra dışı bir atılım yapmak zamanıdır artık. Bir sonraki gün bu günden daha ileride olmalısınız. “Sıradan kalabalıklar Allah hepinizin belasını versin. Çünkü hepiniz değişime ve gelişmelere karşısınız.”demiyorum ama sıra dışı olmanın gerekliliğine inandığımı bir kez daha hatırlatmak istiyorum.

ALKOLİZMDEN KURTULMAK MÜMKÜN MÜDÜR?

ALKOLİZMDEN KURTULMAK MÜMKÜN MÜDÜR?

Toplum, alkol kullanımını kontrol edemeyen kişilerin ruhen zayıf hatta dengesiz olduğunu düşünür. Bir çok alkolik de kendisini böyle görür. Ancak alkolizmin bir hastalık olarak görülmesinden asıl kasıt kişinin alkol karşısında iradesini ve seçim yapma gücünü kaybetmesidir. Alkol karşısında güçsüzlüğünü kabul etme ve bu konuda yardım arama, iyiye doğru değişimin ilk adımı ve mutlak şartıdır. Milyonlarca insan bu ilk adımla başlanan yolda alkolün sosyal hayatlarına verdiği zararların üstesinden gelmişlerdir.

Hasta olduğunu kabul edip iyileşmeye istekli olan kişiler tedaviden ve adsız alkolikler gibi kendine yardım (self help) gruplarından en iyi yararlanırlar. Ama tedavi için kişinin ‘alkolik’ olduğunu kabul etmesi şart değildir. Önemli olan danışma amacı ile de olsa bir uzmana başvurmasıdır. Çünkü tedavicinin görevi kişiyi, eğer varsa, tedaviye ihtiyacı olduğuna ikna etmektir. Bunun belli teknikleri vardır. Bu arada şunu da belirtmek gerekir ki bağımlılık tedavilerinin ve kendine yardım gruplarının etkinliği kesin olarak kanıtlanmıştır.

ALKOLİZM BİR HASTALIK MIDIR?

ALKOLİZM BİR HASTALIK MIDIR?

Alkolizm müzmin (kronik), tekrarlayıcı bir hastalıktır. Bu hastalık ilerleyicidir, yani gittikçe kötüleşebilir. Aralarda kendiliğinden ya da herhangi bir dış etkiyle belirtileri azalsa bile zaman içinde yeniden ortaya çıkabilir. Alkolizm; şeker hastalığı, yüksek tansiyon vb diğer kronik hatalıklar gibi sürekli takibi gerektirir. Aralarda kriz durumları yaşanabilir.

Alkoliklerde alkole karşı fiziksel bir duyarlılığın yanında bütün istenmeyen sonuçlarına rağmen sadece irade gücü ile yenilemeyen bir içme arzusu vardır. Yani bu kişiler alkole bağlı olarak yaşadıkları kötü sonuçlardan ders almazlar ve hatta başlarına gelenlerin gerçek nedeninin alkol olduğunu inkar ederek teselliyi yine alkolde ararlar.

ALKOL BAĞIMLILIĞI NEDİR?

ALKOL BAĞIMLILIĞI NEDİR?

Aşağıdakilerden en az üçü varsa alkol bağımlısı tanısı koyarız

Niyetlendiğinden daha fazla miktar ve sürede alkol almak. Örneğin kişi bir bardak içmek için başlar, ama bir şişe bitirmeden kalkamaz.

Kişi bırakmayı istediği ya da defalarca bırakmayı denediği halde yeniden içmeye başlar. Zaman zaman bir kaç gün ya da ay içmeyebilir. Bunu ‘istediği zaman bırakabildiğinin’ kanıtı olarak göstermeye çalışabilir.

İçkiye fazla vakit ayırır. Bazıları gün içinde kimseye fark ettirmemeye çalışarak içebilir.

İçki içmeye fırsat bulamadığı sosyal faaliyetleri, hobileri, başka zevk verici aktiviteleri azaltır ya da terk eder.

Alkole bağlı ya da alkolle artan fiziksel (karaciğer hastalığı, yüksek tansiyon, gastrit vb), ya da psikolojik (depresyon, anksiyete, uyku bozukluğu vb) problemler yaşamasına rağmen içmeye devam eder.

Aynı etkiyi almak için içtiği miktarı arttırır ya da başkaları için çok sayılacak miktarlarda içtiği halde etkilenmez (bunu, yanlış olarak iyi bir şeymiş gibi, alkole dayanıklı olduğunun kanıtı olarak öne sürebilir).

Alkol almadığı zaman titreme, terleme, çarpıntı gibi şikayetler yaşar.

ALKOL'ÜN ETKİLERİ

ALKOL'ÜN ETKİLERİ

Alkolun Etkileri alınan miktara ve sıklığı göre değişir.

Günde 1-2 kadeh içki almanın kalp hastalığı riskini azaltabileceğine işaret eden bilimsel araştırmalar vardır. Sonuçları itibariyle alkol kullanımı geniş bir yelpaze oluşturur. Alkolü, seyrek olarak az miktarda problemsiz olarak kullanan pek çok insan olduğu gibi bu nedenle zaman zaman başı derde giren kişiler ve yelpazenin en ucunda alkolsüz yaşayamaz hale gelen insanlar vardır.

Alkol kullanımının tıbbi olarak kabul edilen normal sınırı günde erkekler için 2, kadınlar için 1 içkidir. Birim olarak 1 içki, kabaca, bir kutu yada şişe biraya, bir bardak şaraba ya da 45 ml'lik bir “tek” sert içkiye (votka, viski vb) eşittir. Bu şekilde hesaplandığında alınan içkinin türünün hiç bir önemi yoktur. Yani üç bira içmekle üç tek votka içmek aynı miktarda alkol alınmasını sağlar ve aynı etkiyi yapar. Dolayısıyla birayı bu bağlamda zararsız bir meşrubat gibi görmek anlamsızdır.

Doç Dr İlhan Yargıç'ın sitesinden alınmıştır.

DEPREM SONRASI ÇOCUKLARINIZA YARDIMCI OLUN

DEPREM SONRASI ÇOCUKLARINIZA YARDIMCI OLUN

Çocuklarınızın sizin vereceğini tepkilerden etkileneceklerini unutmayın. Bu tepkiler abartılı olursa çocuklarınız da abartılı tepkiler verecektir. Çocukların tepkileri farklı olabilir . Bazıları bir iki yıl önceki davranışlarını tekrar yapmaya başlarlar. Mesela parmak emme aşırı ağlama, halk arsında mızmımzlanma denen davranışlarda artma. Yalnız yatmama yeni korkular ve yeni nahoş davranışlar icat edebilirler.Bunları yenebilmek için neler yapabilirsiniz?

Yavrularınızı yanında mümkün olduğu kadar kendi duygularınızı kontrol altında tutun ve onları mevcut durumla ilgili olarak bilgilendirin. Bilgilendirme onların algı düzeylerinde olsun.

Onları rahatlatmak için daha fazla zaman ayırın. Ona sıcacık bir sarılış ve şefkat gösterme onun içindeki korku buzlarını eritecektir.

Gerginliklerini azaltmak amacıyla onlara oyun imkanları sağlayın. Bazen onlarla oynayın. Gerekirse birlikte evcilik gibi oyunlar oynayın.

8-9 yaşından büyük çocukların sizinle ayrıntılı olarak yaşadıklarını paylaşmasını sağlayın.

Sık sık onları sevdiğinizi söyleyin ve sevginizi fiziksel olarak gösterin. Onları öpün ve sarılıp bir süre sizin sıcaklığınızı ve yanlarında olduğunuzu hissettirin.

Yemek yemek gibi uyumak gibi faaliyetleri mümkün olduğunca zamanında yapmalarını sağlayın. Bu onların olağan yaşama dönmelerini kolaylaştıracaktır.